1. aşırı, haddinden fazla.
    It's much too cold: Haddinden fazla soğuk.
fazla şey talep etmek Fiil
aşırı talepte bulunmak Fiil
aceleci davranmak Fiil
fazla kaçırmak Fiil
birinden yapabileceğinden fazlasını beklemek Fiil
birinden çok fazla şey beklemek Fiil
içkiyi fazla kaçırmak, (zilzurna) sarhoş olmak.
içkiyi fazla kaçırmak Fiil
Pek ciddiye almadım. Cümle
Çok da önemsemedim. Cümle
Fazla üzerinde durmadım. Cümle
Fazla kafama takmadım. Cümle
Çok dert etmedim. Cümle
pek bir işe yaramamak Fiil
şekle fazla bağlı kalmamak
fazla yer işgal etmek Fiil
şekle fazla bağlı kalmak Fiil
bir şey için çok ödemek Fiil
aşırı genelleme yapmak Fiil
bilgiçlik etmek Fiil
çok işe girişmek Fiil
kuvvetine fazla güvenmek Fiil
kendini zorlamak Fiil
fazla yer tutmak Fiil
ifratı kesmek Fiil
(a) kendini beğenmek, (b) hep kendini düşünmek.
ezan okumak (argo) Fiil
çok
fazladan
gırla
fazla
çok fazla
tahammül edilemez
… için fazla/ağır.
Climbing the smallest hill is too much for her since her illness: Hastalığından
beri en küçük bir yokuş çıkmak bile ona fazla geliyor.
haddinden fazla.
That's a bit too much af a good thing: Bu kadarı da biraz fazla.
One can have
too much of a good thing: İyi ve nefis şeye doyum olmaz.
You can't have too much of a good thing: Fazla mal göz çıkarmaz.
kabul edilmeyecek derecede çok
belleğine aşırı derecede güvenmek Fiil
çok fazla ayrıntıya girmeden Zarf
çok fazla ayrıntıya girmeksizin Zarf